Bali Paşa Camii

İstanbulun Fatih ilçesinin hoca üveyz mahallesinde bulunan yapı Mimar Sinan tarafından 1546 – 1548 yılları arasında inşa edilmiştir. Camini yapımına bali paşa tarafından başlanmış olup bali paşanın ölümünden sonra eşi Hüma harun tarafından tamamlatılmıştır. Camii 1894 depreminde büyük hasar görmüş, yapının büyük kubbesi yıkılarak kullanımına ara vermilmiştir. 1935 yılında yapılan Restorasyon çalışması sonucu cami tekrar ibadete açılmıştır. Son olarak 2007 yılında başlatılan Restorasyon çalışmaları sonucunda cami bugünkü durumundadur.

+Devamını Oku

Güzelce Kasımpaşa Camii

1533-1534 yılları arasında Mimar Sinan tarafından inşa edilen Güzelce Kasımpaşa Camii İstanbulun beyoğlu ilçesinde Kasımpaşa Bahariye caddesi üzerinde yer almaktadır. Yapı günümüzde özgün halini korumuş ve kullanılır vaziyettedir.

+Devamını Oku

Tophane Kurşunlu Mahzeni

Mimar Sinanın kaç yılında inşa ettiği bilinmeyen Tophane Kurşunlu Mahzeni Günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi mülkiyetinde Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır. Kabataş – Zeytinburnu tramvay yolu üzerinde bulunan yapı Meclisi Mebusan caddesinde bulunmaktadır.

+Devamını Oku

Kılıç Ali Paşa Hamamı

Kılıç Ali Paşa Hamamı

Kılıç Ali Paşa, Tophane’de yaptırmakta olduğu cami inşaatını ara sıra kontrol ederdi. Bir gün yine inşaata gelmiş, işçilerin çalışmasını kontrol diyordu. Bir ara gözü bir ameleye takıldı. Güzel yüzlü, saf bir Anadolu çocuğu olan bu amele, sırtına kocaman bir taş almış, iskelenin basamaklarından yukarıya kadar çıkıyor, oraya varınca taşı yere koyacağına tekrar iskeleden aşağı iniyordu. Burada taşı yere koyuyor, sonra tekrar sırtına alıp yukarı çıkıp, tekrar aşağı iniyordu. Bu durumu fark eden Kılıç Ali Paşa, bu genç amelenin yanına vardı ve niçin böyle yaptığın sordu. Kılıç Ali Paşa’yı tanımayan bu genç: “Efendi Baba, ben burada ameleyim, ücretle çalışıyorum. Üstelik bu inşaat mübarek bir cami inşaatıdır. Ben ise bu gece elimde olmayarak kirlenmişim. Şu vaziyete gusletmem icap etmektedir.

Halbuki buralarda bir hamam yok, mesai de başladı. Bırakıp uzak bir yerdeki hamama gitsem, iş geri kalacak ve alacağım ücret bana helal olmayacak. Böyle kirli bir vaziyette de bu taşın cami duvarına konmasına da gönlüm razı olmuyor. Bu yüzden çok müşkül durumdayım” dedi. Bir amelenin bu samimiyet ve sadakati Kılıç Ali Paşa’yı duygulandırdı. Kendisini tanıttı ve amelenin eline bir miktar para vererek başka bir semtte ki bir hamama gönderdi. Sonra caminin mimarı Koca Sinan’ın yanına giderek: “Mimarım, muradım odur ki, acele olarak hamam inşa oluna. Bırak cami inşaatımız biraz geri dursun. Evvel hamamı inşa ile Ümmet-i Muhammed’in istifadelerine, Allah rızası için ücreti hizmete amade kılalım. Sonra camiyi tamamlarız” dedi ve hemen hamam inşasına başlandı. Hamamın bitirilmesinden sonra da cami inşaatı tamamlandı.

+Devamını Oku

Hürrem Sultan Hamamı

Hürrem Sultan Hamamı ve HAMAM KÜLTÜRÜ Hamamın tarihi Romalılara kadar uzanır. Vezüv yanardağının patlamasından sonra küller altında kalan Pompeii şehrinde yapılan kazılar, Romalılar’ın kullandıkları hamamları ortaya çıkarmıştır. Bu hamamların yalnız temizlik için değil, zevk ve eğlence için de yapıldığı anlaşılmaktadır. Romalılarda sınıf farkı olduğu için, hamamlarda kölelerle asillerin giriş kapıları ve yıkandıkları yerler ayrılmıştı. Roma hamamlarında ayrıca buhar banyosu yeri, soğuk ve sıcak su havuzları da vardı.

Osmanlılar, İstanbul’u maddi anlamda fethetmişler, ama Roma’dan devraldığı zengin mirasın etkilerini yansıtan Bizans da, diğer pek çok şeyi gibi, hamamlarıyla Osmanlıları fethetmiştir. İmparatorluğun en görkemli döneminde, şehrin her mahallesinde sıcak ve soğuk banyoları, çeşmeleri, kubbeli mermer odalarıyla, haftanın belirtili günlerinde de sadece kadınlara açık olan bir hamam mutlaka bulunurdu.

+Devamını Oku