Mimar Sinan Süleymaniye Su Yolları – İstanbul

tarafından
1288
Mimar Sinan Süleymaniye Su Yolları – İstanbul

Osmanlı döneminde İstanbul’un Rumeli yakasını besleyen üç büyük sistemin birincisi, 15 ayrı suyolu alt sisteminden oluşan ve şehrin kuzey-batısındaki çeşitli kaynakların sularını getiren Halkalı sistemi olup, Süleymaniye su yolları da bu onbeş altsistemin en uzunu ve debisi en fazla olanıdır (Çeçen 1984 ve 1986).

Şekil 5’deki haritada (Çeçen 1986a) verilen geçgisinden görüleceği üzere, Süleymaniye su­yolları iki ayrı yörenin sularını Aypah ve Çınarlı olanak anılan iki kolla iletmekte, Taşlıtarla’da Çiçoz kubbesinde birleştikten sonra bazı ara dağıtımlarla Süleymaniye camiine ulaşmakta­dır (Anhegger 1949).

Bu geçgide, Aypah koluna Ma’zul kemer yakınında katılan Ayşe Sultan suyu olmak üzere, iki kola yapılan pek çok katma da dikkate alındığında, Süleymaniye suyollarının toplam uzun­luğu 50 km mertebesinde olmakta; Bizans döneminden kalan Mazul ve Bozdoğan kemerle­rinden yararlanıldığı gibi, başta Avasköy olmak üzere pek çok yeni kemer de yeralmakta; Halkalı suları debilerinin 1925 yılı itibarıyla toplam 558 masura, bu on beş suyolu arasında Süleymaniye sularının ise 152 masura (680 1/dk veya 1000 m3/gün) olduğu ifade edilmekte; Süleymaniye camiinin yukarıdan akışlı şadırvanında sona ermektedir (Şe/aV 6 ila 8) (Eyice 1979; Çeçen 1984 ve 1986).

Üzerinden Halkalı sularının birkaçının geçtiği Bozdoğan kemerinin başlangıçta yaklaşık 1 km uzunluğunda iken, eski haritalarda da çizildiği üzere, 625 m’den sonrası bir söylentiye göre deprem, başka bir söylentiye göre ise Mimar Sinan tarafından yıkılarak, Şehzade Camii ile Süleymaniye Camii arasındaki görünüşü engellememek amacıyla ters sifon haline getirildi­ği belirtilmektedir.

Kanuni Sultan Süleyman için Mimar Sinan tarafından yapılan Süleymaniye Camii’nin inşaatı 1550’de (H. 957) başlayıp, 1557’de (H. 964) tamamlandığına göre, Süleymaniye suyollarının inşa tarihinin de en geç 1557 olduğku ifade edilebilir. Tezkiret-ül Ebniye, Tuhfet-ül Mi’marîn gibi eserlerde “Müderris köyü kurbündeki kemer” ifadesi ile Alipaşa Kemeri’nin bulunduğu yerde eski haritalarda tek veya üç açıklıklı olarak gösterilen (Çeçen 1986) küçük kemerin değil, yeni kemer olarak da anılan ve eski haritalarda çok açıklıklı gösterilen, ancak “Litros köyü kurbünde olan kemer” yazılı bulunan Avasköy Kemeri’nin kasdedildiğini kabul etmek yerinde olacaktır.