Kılıç Ali Paşa Hamamı

tarafından
503
Kılıç Ali Paşa Hamamı

Kılıç Ali Paşa Hamamı

Kılıç Ali Paşa, Tophane’de yaptırmakta olduğu cami inşaatını ara sıra kontrol ederdi. Bir gün yine inşaata gelmiş, işçilerin çalışmasını kontrol diyordu. Bir ara gözü bir ameleye takıldı. Güzel yüzlü, saf bir Anadolu çocuğu olan bu amele, sırtına kocaman bir taş almış, iskelenin basamaklarından yukarıya kadar çıkıyor, oraya varınca taşı yere koyacağına tekrar iskeleden aşağı iniyordu. Burada taşı yere koyuyor, sonra tekrar sırtına alıp yukarı çıkıp, tekrar aşağı iniyordu. Bu durumu fark eden Kılıç Ali Paşa, bu genç amelenin yanına vardı ve niçin böyle yaptığın sordu. Kılıç Ali Paşa’yı tanımayan bu genç: “Efendi Baba, ben burada ameleyim, ücretle çalışıyorum. Üstelik bu inşaat mübarek bir cami inşaatıdır. Ben ise bu gece elimde olmayarak kirlenmişim. Şu vaziyete gusletmem icap etmektedir.

Halbuki buralarda bir hamam yok, mesai de başladı. Bırakıp uzak bir yerdeki hamama gitsem, iş geri kalacak ve alacağım ücret bana helal olmayacak. Böyle kirli bir vaziyette de bu taşın cami duvarına konmasına da gönlüm razı olmuyor. Bu yüzden çok müşkül durumdayım” dedi. Bir amelenin bu samimiyet ve sadakati Kılıç Ali Paşa’yı duygulandırdı. Kendisini tanıttı ve amelenin eline bir miktar para vererek başka bir semtte ki bir hamama gönderdi. Sonra caminin mimarı Koca Sinan’ın yanına giderek: “Mimarım, muradım odur ki, acele olarak hamam inşa oluna. Bırak cami inşaatımız biraz geri dursun. Evvel hamamı inşa ile Ümmet-i Muhammed’in istifadelerine, Allah rızası için ücreti hizmete amade kılalım. Sonra camiyi tamamlarız” dedi ve hemen hamam inşasına başlandı. Hamamın bitirilmesinden sonra da cami inşaatı tamamlandı.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ BEYAZIT KÜTÜPHANESİNDE Kİ İSLAM ANSİKLOPEDİSİ (SF 414)

KILIÇ ALİ PAŞA HAMAMI HAKKINDA BİLGİ:

Hamam: Yıllar önce bir Alman dergisinde yayınlanan Osmanlı devri belgelerine dair makalede yer alan bir vesikadan hamamın 23 Muharrem 991’de(16 Şubat 1583) tamamlandığı anlaşıldığına göre külliyenin yapımı bu tarihe kadar sürmüştür. Batı tarafında girişi olan hamamın soyunma yeri (camekan)14.10m.çapında bir kubbe ile örtülüdür. Bu kubbeye geçiş içleri dilimli tromplarla sağlanmıştır. Duvarlar taş ve tuğla olarak karma teknikte örülmüştür. Hamam mimarisinde değişik bir sistem uygulanarak ılıklık bölümleri hemen camekanın arkasında yer almayıp yanda çok küçük mekanlar halindedir. Hamamın sıcaklık bölümü ise daha çok kaplıca mimarisinde kullanılan yuvarlak bir merkezi kısma yıldız biçiminde kemerlerle açılan tiptedir. Kılıç Ali Paşa Hamamı uzun yıllar yersiz yurtsuzların geceleri barındığı bir yer olarak kullanılmış ve bu bakımdan şehrin tarihinde özel bir yer almıştır. Hamam, Mimar Sinan’ın eserlerine dair tezkirelerde bulunduğuna göre camii ile arasında bulunan medresenin de aynı zamanda tasarlandığından şüphe edilmemelidir. Hamam daha sonraları perişanlıktan kurtarılarak

bugün çalışır hale getirilmiştir. Kılıç Ali Paşa ‘nın ikinci hamamı olarak kayıtlı olup Haliç kıyısında Fener mahallesindeki çifte hamamdı. Yapı bilinmeyen bir tarihte hiçbir izi kalmayacak şekilde ortadan kaldırılmış.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ BEYAZIT KÜTÜPHANESİNDE Kİ İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ (SF 558)

KILIÇ ALİ PAŞA HAMAMI HAKKINDA BİLGİ:

Camiinin sağ tarafında olan, hamam tek hamam olarak yapılmıştır. Hamamın yapımı ile ilgili belge 23 Muharrem 991/1583 tarihli olduğuna göre külliyenin yapımı bu tarihe kadar sürmüştür. Batı tarafında girişe sahip olan hamamın soyunma yeri (camekan),14.10 m . çapında bir kubbe ile örtülüdür. Duvarlar taş ve tuğla olarak karma teknikte örülmüştür. Hamam mimar sinde değişik bir sistem uygulanarak ılıklık bölümleri hemen camekanın arkasında yer almayıp, yanda, çok küçük mekanlar halindedir. Hamamın sıcaklık bölümü ise daha çok kaplıcan mimarisinde kullanılan yuvarlak bir merkezi kısma, yıldız biçiminde kemerlerle açılan tiptedir. Kılıç Ali Paşa Hamamı uzun yıllar yersiz yurtsuzların geceleri barındıkları bir yer olarak kullanılmış ve bu bakımdan şehrin tarihinde özel yer almıştır. Hamamın deniz tarafında bir de medrese vardır. Mimar Sinan ‘ın eseri olmasına kesin gözüyle bakılan medresenin onun eserlerini bildiren tezkirelerde yer almayışı şaşırtıcıdır. Belki bu medreseyi tasarlamış fakat yapımı ,onun 1588 ‘deki ölümünden sonra bitirilmiş olabilir.

BEYOĞLU ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ KÜTÜPHANESİNDE Kİ İSTANBUL HAMAMLARI (SF 209)

KILIÇ ALİ PAŞA HAMAMI

Tophane’de, Kılıç Ali Paşa Camii’nin sağ tarafında ve Ali Paşa Medresesi Sokağı üzerindedir.991(1583) yılında inşa edilen camiden bir müddet sonra, tek hamam olarak yaptırılmıştır. Faaliyette olan hamam, Mimar Sinan yapısıdır. Kitabesi yoktur.Kapısının iki yanına bir sıra dükkan yapılmıştır. Tezkireet- ül – bünyan‘ da ‘Tophane’ de kapıdan Ali Paşa Hamamı ‘ diye kayıtlıdır. Paşa’nın diğer hamamı için Fener Kapısı Hamamı bahsine bakınız. Sokaktan bir merdivenle çok büyük camekana girilir. Sekiz yüzlü bir kasnağa oturtulan kubbe içten dilimli trompludur. Burası, küçük çatı fenerinden ve pencerelerden ışık alır. Camekanın asıl hamama açılan iki kapısı vardır. Sağdaki kapıdan kubbeli bir antrenin sol tarafındaki kapısından da hara reye girilir. Camekanın sol tarafındaki kapısından yine bir antreye, buradan da hara reye ulaşılır. Sağda keselik hücreleri vardır. Büyük kubbe altında da altıgen bir göbek taşı bulunmaktadır. Kılıç Ali Paşa, Turgut Reis’in yetiştirdiği değerli denizcilerimizden biri olup ilk zamanlar Uluc lakabıyla anılıyordu. 961(1554)’de Tershane kaptanı oldu. Çeşme Harbinden sonra Kapudan-ı Derya oldu.995 recebinin 15.günü (15 Haziran 1587) kendi camiinde namaz kılıp akşamı, 90 yaşını geçtiği halde vefat etti. Kabri, camii haziresindeki türbesidir.’Kapudanlığı senesi yeniden bir donanma vücuda getirip Sokullu Mehmet Paşa ile himmetleri bas’is –i sitayiştir. Kılıç Ali Paşa’ nın ayrıca Beşiktaş’ta

da bir mescidi, eşi Selime Hatun’un da , Fındıklı sırtlarında bir camii vardı. Bu hatun kocası ile sefere gittiğinde gemide vefat etmiştir. Çocukları olmamıştır.

BEYOĞLU ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ KÜTÜPHANESİNDE Kİ TÜRK HAMAMLARI ETÜDÜ (SF 108 )

KILIÇ ALİ PAŞA HAMAMI BİLGİ:

Tophanede Kılıç Ali Paşa camiinin cenubunda bulunmaktatır.1583 de kaptan Ali Paşa tarafından Mimar Sinan’ a yaptırılmış. Bina tek hamam, nisbeten iyi muhafaza edilmiş ve bugün işlemekte bulunmuştur. Binada sıkı bir tenazur göze çarpmaktadır. Bugünkü giriş binanın asıl girişi olmayıp mimarın tertip ettiği esas kapı tulani mihver üzerinde bulunmaktadır. Soyunma mahalli mütenazır bir şekilde tertip edilmiş ve dıl’ı 16.0’dır.Sedirlikten üzerinden başlayan büyük sağır kemerler divarın üst kenarına kadar yükselir. Kubbe düz satıhlı alikalar üzerine oturmaktadır. Soyunmalığın karşı divarı üzerine sağda ve solda iç hamama giden iki kapı açılmıştır. Buralardan 4.00 dıl’ın da küçük kubbelerle örülmüş soğukluklara geçilir. Şimdiye kadar gördüğümüz misallerde her vaziyette soyunmalıktan soğukluğa bir giriş ile geçildiği halde bu hamamda iç hamama iki taraflı giriş vardır. Sağdaki soğukluktan hala mahalline geçilir. Soğuklukların karşındaki iki hücreden geçilerek altı köşe sıcaklığa girilir. Bu sıcaklık da altı köşeli bir poligon üzerine eyvanlarla tertip edildiğinden bir hususiyet arz eder. Ortaya altı köşeli bir göbek taşı yerleştirilmiştir. Dört eyvanın içerisine birer kurna yerleştirilmiş ve döşemeleri 20 cm kadar yerden yükselmiştir. Sıcaklık kubbesi altı kemer üzerine oturmaktadır. Kubbenin ortasına büyük bir tepe penceresi açılmış, bundan başka etrafına da küçük fil gözleri yerleştirilmiştir. Plan ebadlarında ve irtifalardaki nisbetler fevkalade güzel tertip edilmiştir. Soyunmalık divarları iki sıra tuğla ve taş sıraları ile örülmüş.

BEYOĞLU ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ KÜTÜPHANESİNDE Kİ AYDINLIK KUBBENİN ALTINDAKİ SICAKLIK TÜRK HAMAMI

KILIÇ ALİ PAŞA HAMAMI BİLGİ:

Mimar Sinan yapısı olan Kılıç Ali Paşa Hamamı, Tophane’de hamamın yanında bulunan cami ile birlikte Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesin yapım tarihi bilinmemekle beraber,1583’teki cami inşaatından kısa süre sonra yapıldığı düşünülmektedir. Mimari açıdan restorasyona ihtiyaç duyan bu güzel yapının soyunma kısmı başka Sinan hamamlarına benzer şekilde büyük, aydınlık ve ihtişamlı bir kubbeden oluşmaktadır. Az rastlanan şekilde soyunma yerindeki iki ayrı kapıdan ılıklığa girilir.Yine büyük ve aydınlık bir kubbenin altındaki sıcaklık kısmında üç halvet ve altı eyvan bulunmaktadır. Hamamın göbek taşı altıgendir. Tek hamam olarak yapılan Kılıç Ali Paşa Hamamı halen böyle çalışmaya devam etmektedir.

HAMAM (Hamamlar hakkında genel bilgi Gelişim Hachette Ansiklopedisi sf.1648)

İnsanların yıkanması için kurulmuş herkese açık yapı. Hamamlar, çok eski dinsel inançların etkisiyle gerçekleştirilmiş yapılardı. Hintliler için Ganj, Asurlular için Fırat, Mısırlılar için Nil ırmakları, kutsal nitelikleri olan birer açık hava hamamı sayılırdı ve insanlar bu ırmaklarda yıkanarak günahlarından arınırlardı. Gene eski Çağlarda Museviler de dinsel amaçlarla hamamlar yaptırmışlardır. Yunanlılar, temizlik amacıyla açtıkları halk hamamlarının yanı sıra, evlerinde de hamamlara yer verirlerdi. Romalılarsa, hamamlara yalnızca temizleme yeri değil, ama eğlence yeri olarak da görürlerdi. Roma uygarlığının yayılmış olduğu her yerde, özellikle de İtalya, Balkanlar ve Anadolu’da Roma hamamları kurulmuştu. Bu hamamlarda buhar banyosu yapılan özel yerlerin yanı sıra, sıcak ve soğuk havuzları da vardı. Roma hamamlarının gün batımından sonra da açık olduğu, arkeoloji kazılarında bulunan kandillerden anlaşılmıştır. Hristiyanlığın doğmasıyla, hamamlara eskisi kadar ilgi gösterilmez oldu. Üstelik Ortaçağ döneminde, hekimler yıkanmanın sağlık için zararlı olduğuna inanıyorlardı, bu nedenle hamama gidenlerin sayısı iyice azaldı.

TÜRK HAMAMLARI

Osmanlıların toplumsal yaşamında, her zaman için büyük önem taşımış olan hamamlar, temizlenip yıkanılan yerler olmalarının yanı sıra, özellikle kadınlar için birer eğlence, buluşma, sohbet, gelin adayları seçme, yabancılarla tanışma yeri halini almış, kadınların günlük yiyeceklerini, yün ve nakış gibi el işlerini alarak topluca hamama gitmeleri bir gelenek haline gelmiştir. Osmanlı egemenliği döneminde, özellikle İstanbul’un alınmasından sonra, imparatorluk sınırları içindeki hamamların sayısı giderek arttı. Bu arada ele geçirilmiş olan topraklardaki Roma hamamları değiştirilip daha da yalınlaştırılarak kullanılmaya başlandı. Daha sonra, saraylar ve evlerde de hamamlar yapıldı. Türk hamamları(ya da çarşı hamamları),saray hamamları ve kaplıcalar olarak üç bölümde ele alınabilir. Halk hamamları, kentlerde, kasabalarda, çarşılarda yapılan kubbeli hamamlardı ve genellikle külliyelerin bir öğesi sayılırdı. Bu tür hamamlara, kadınlar ve erkekler ayrı kapılardan girerlerdi, küçük çevreli hamamlara ise kadınlarla erkekler ayrı günlerde girerlerdi. Çarşı hamamları, günümüzde de kullanılır, ama kaloriferli ve sıcak sulu yada şofbenli, vb. yapıların çoğalmasıyla eski önemlerini yitirmişlerdir. Hamama gelenler, önce rüzgarlık’ tan geçer soyunma yerlerinde soyunduktan sonra soğukluk ’a giyerler, burada bedenlerini bir süre sıcağa alıştırdıktan sonra sıcaklık ’a geçerler. İstanbul’ da ki Beyazıt ve Fındıklı hamamları en eski Türk hamamlarındandır. Büyük ölçüde restore edilmiş olan İstanbul’daki Patrona Halil hamamı da ünlü hamamlardandır. Saray hamamları saray halkı için yapılan çok daha gösterişli hamamlardı. Sıcak ve soğuk sular altın gümüş musluklarından akardı, mermerden kurnalar oymalarla süslenirdi soyunma yerlerinde altın ve gümüş kakmalı sedirler bulunurdu. Sarayın tam ortasında ‘hünkar mahalli’ çevresindeyse, sultanın gözdelerinin hücreleri sıralanırdı. Saray hamamlarının en önemlilerinden biri de , Mimar Sinan tarafından Topkapı Sarayın da yapılmış olan Hünkar hamamıdır. Kaplıcalar öbür hamamlardan daha başka amaçlarla gerçekleştirildikleri için mimari açıdan da farklılık gösterirler. Türklere özgü tipteki kurnalı yıkanma bölmelerinin yanı sıra kaplıcalarda havuzlarda bulunur. Daha çok sıcak su kaynaklarının yanında kurulan kaplıcalardan, kimi hastalıkların iyileştirilmesinde yararlanılır.

KILIÇ ALİ PAŞA HAMAMI İNŞASI SIRASINDAKİ GEÇEN DİYALOG

(İnternet üzerinde bulundu.)