Kanunî’nin 4 Asırlık Mirası Su Sarnıçları Restore Edilmeyi Bekliyor
Kanunî Sultan Süleyman’ın Rodos Seferi öncesinde yaptırdığı su sarnıçları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 490 yıllık sarnıçlar yüzyıllar boyu, dağ başlarında, yol kenarlarında su ihtiyacını karşılamış.
Mimar Sinan’ın inşa ettiği yapılar, sanat tarihinde bir satır bile olsa yer almamanın hüznünü yaşıyor!
Kanunî Sultan Süleyman’ın 1520 yılında Rodos Seferi öncesinde ordunun su ihtiyacını karşılamak için Muğla’ya yaptırdığı sarnıçlar, tabiat şartlarına dayanmaya çalışıyor. Mimar Sinan tarafından inşa edilen 490 yıllık eserler, sanat tarihinde bir satır da olsa yer almayı bekliyor.
Mimar Sinan Life
Mimar Sinan Life
Turkish architect Mimar Sinan (Cırlavuk or Ağirnas village in Kayseri, 1489/1490 – Istanbul, 1588)
Turkish architect Mimar Sinan, one of the greatest architects of history (also called Sinan) Sultan Selim ‘s, until then reused in Rumelia and Anatolia collection work’ done at the request of dada, Kayseri re-used as received and 1512 in Istanbul ‘ Mujahideen entered the Junior boys and brought to a clinic. In the village, barns, stables, water, roads and gain experience by doing a craft that the boys novice teachers in complying with the rule, and worked alongside the architects of the era well. After a period of apprenticeship in the middle of the Janissary into one. (1514) by Sultan Selim I of 1517, Iran and Egypt participated in flights as a horse-drawn Sekban so that Iran and Egypt had the opportunity to review the structure of the architecture. The period of Suleiman the Magnificent, Belgrade (1521) and Rhodes (1522) participated in campaigns in the army after the expedition Architect Sinan1526 Mohács ammunition rose to the task manager. Pressed the Iraq expedition to the rank of the pedestrian, then to the army zemberekçi başılığına (ammunition officer) yükseldi.1534 ‘Teki Gifts from the Iran expedition after expedition (1535) demonstrated the usefulness of Lake Van on the production of military transport ships that took on the rank of Haseki. Reis, an architect-i-i-i Ali Dervish Convent (High Dergah Architects President) was appointed (1536). 1538’deki land of Moldavia (Moldova) established as soon as possible at the time the Prut River bridge, was a favorite of the sultan. Janissary army, as the value of a war, not the engineer’s work as director and designer working first as a work of Mimar Sinan Mosque in Aleppo Hüsreviye (1536-1537) is considered. Prince Mosque in Istanbul (1543-1548). However, the head is a work of Mimar Sinan, 1557 at the Süleymaniye Mosque is considered completed. This is due to the success of the mosque to Mimar Sinan ‘the great, noble’ meaning ‘husband’ is supposition. All throughout his life in Istanbul, Edirne, Ankara, Kayseri, Erzurum, Manisa, Bolu, Çorum, Kütahya and so on. Anatolian cities of Aleppo, Damascus, Budin, such as the Ottoman territory of Rousse waterways, fountains, mosques, mosque complexes, the madrasas, by Mimar Sinan in Edirne Selimiye Mosque, the country is home to a situation that was 85 years old. Sultan Murat III. Mecca in Hijaz sent for repair. Which is one of the last works of Mimar Sinan Pasha Mosque in Kasımpaşa Kaptanıderya Piyale (1573) by turning the organization plan of the former Ulucamiler period features, has a long architectural synthesis of experiences gained throughout his life. Mimar Sinan’s tomb, located in Süleymaniye Complex lean structure.
ARCHITECTURAL CONCEPT
Mimar Sinan, the Ottoman architecture period, the main creator of the so-called classical period, in other words, an artist who founded the school. His works, combining the concepts of beauty and function, engineering technique, creativity, combining the original structures revealed that discrimination for the artist. However, the function of literature, aesthetics, an artist who hides behind the dominant understanding. Thus, the plastic values, highlighted in particular, his buildings in order to create a sense of width square, hexagonal and octagonal plans used. These buildings are used as architectural elements compatible with each other, arranged to create a sense of grandeur. piers carrying the dome of cells and panels used to make it look thin, ornamented with mukarnaslarla column headings. However, a sense of decoration applied to block the function to be ignored. According to the available resources, to repair a few of the Mimar Sinan numerous mosques, madrasas, darülkurra, tomb, a soup kitchen, hospital, aqueduct, bridges, caravanserai, a palace, a cistern, bath done, is an architect efficient. Ayas before him, such as the architect Hayrettin benefiting from the so-called classical period of Sinan’s architectural style in Ayas, prayer rugs, Persian, Ali Sinan Small, David, Agha, Ahmet Aga, Kemalettin, Yusuf, Mehmet Aga, Suleyman Aga Muslihittin, Sergeant Hussein, Haji Hasan, Ibrahim continued by such architects.
Sehzadebasi Mosque and a short moment
“A work of Mimar Sinan Mosque Sehzadebasi the 1990s continue
company officials who engaged in the restoration of a civil engineer,
restoration of the mosque during a live event on TV tell
anlatmasti. Transfer gates that surround the garden of the mosque wall
There was bruising on the arches that make up the stones in place.
Also spoke of the restoration program in this renewal of the arches. We
how the construction of arches was being theoretically in Civil Engineering
We learned about the practice, but there was the construction of stone arches. Belts
We did that we will restore the meeting on how the masters. as a result
licking at the bottom of a wooden mold cakacaktik belt. Then slowly arch
Notes on construction techniques and slowly slid to buy this and re-
While these notes faydalanacaktik. Template launched. Disassemble the belt
We started the key stone. Surprise when we pulled over the two stones in the bowl
placed into a cavity which is at the junction of the cylindrical glass
came across the bottle. A white paper had settled in the bottle. Bottle
acip paper which I did. Credit Report was writing something. Just find an expert
read from it. And this was a letter written by the architect Sinan. The following:
said. “The stones that make up the belt life of approximately 400 years. This
within this period will be rotten stones you renew the belt
want. Building techniques that will change probably
How do I re-constructed belt you’ll know. Here is the letter
I tell you, I am writing to tell you will build the arch. “Husband
Boyle has started in his letter that after the stones he built Sinan belt
Izahlarina getirttiklerini stating where in Anatolia, and continues to
described in detail the construction of the arch. This is a letter
human, superhuman effort to exert his job to be permanent
an example. Magnifience of this letter, even in the modern era’s people to
bowl will be forced to know the life, building technique to know the Consumer, 400
from using that year, such as paper and ink to withstand high levels of bigi
comes. Certainly the high information inaccessible to the husband the architect
features. However, this information is very difficult to really reach
than 400 years after that wonderful feeling of responsibility for creating solutions.
Mimar Sinan’ın önemli bir eseri restore edildi
16. Yüzyılın ortalarında İstanbul’un Yavuz Selim semtinde Mimar Sinan tarafından yapılan Kazasker Abdurrahman Efendi Camii, yaklaşık 50 yıl sonra yeniden aslına uygun bir şekilde inşa edildi.
Hırka-i Şerif Vakfı, 1554 yılında temeli atılan, 1894 depreminde büyük hasar gören ve son olarak 1960’larda devlet eliyle yıkılan tarihi camiyi aslına uygun bir şekilde yeniden inşa etti ve hizmete açtı.
Caminin kısa hikayesi şöyle: “1554 yılında Mimar Sinan tarafından yapıldı. Uzun yıllar hizmet verdi. Meşhur 1894 depreminde çok zarar gördü. Bir sene sonra şura-yı devlet kararıyla tamir edildi. 23 Ağustos 1908’deki Çırçır yangınında yine hasar gören cami, kullanılamaz hâle geldi. 1950’ye kadar çoğu zaman boş durmuş, kimi zaman da kereste deposu olarak kullanıldı.
1950’lerde bazı hayırsever vatandaşların ortak hareketi ile cami sıkı bir tadilattan geçti, ibadete açıldı. Fakat çok kısa bir süre sonra, 1957’de, Millet Caddesi’nin güzergahını olumsuz etkileyeceği şeklinde alınan bir karar ile, cami yıkıldı. Aslında, yanıbaşındaki Millet Caddesi’nin sınırlarına girmesi söz konusu değil, böyle bir kararın nasıl alındığı da bilinmiyor. Bilinen şey, o tarihten bu yana, caminin yerinde yeller estiği.
Hırka-i Şerif Vakfı başkanı Muhittin Cesur, bu yıkımdan 51 yıl sonra caminin yeniden inşa edilmesini sağladı. Projeyi çizen isim ise Dr. Mimar Hamit Pilehvarian. 2008’de başlayıp günümüzde nihayet bulan çalışmalarda, caminin aslına uygunluk gözetildi. Caminin kubbe yazısı ise Hattat Hüseyin Kutlu’ya ait bir Ayet-el Kürsî. Cami dün (17 Haziran) yeniden ibadete açıldı.”
Mimar Sinan Kimdir
Türk mimarı Mimar Sinan (Cırlavuk ya da Ağırnas köyü Kayseri,1489/1490 – istanbul,1588)
Türk mimarlık tarihinin en büyük mimarlarından biri olan Mimar Sinan (Koca Sinan da denir)Yavuz Sultan Selim ’in, o zamana kadar Rumeli’de yapılan devşirme toplanması işinin Anadolu ‘dada yapılmasını istemesi üzerine, devşirme olarak Kayseri’den alınıp 1512 ‘de İstanbul’a getirildi ve Yeniçeri Acemi oğlanlar ocağına girdi. Köyünde, kulübeler, ahırlar, su yolları yaparak deneyim kazanmış olduğundan Acemi oğlanlar bir zanaat öğretmenleri kuralına uyarak, çağın iyi mimarları yanında çalıştı. Çıraklık döneminden sonra Yeniçeri ortalarından birine girdi.(1514)Yavuz Sultan Selim’in İran ve 1517’deki Mısır seferlerine atlı sekban olarak katıldı; böylece İran ve Mısır ‘da ki mimarlık yapılarını inceleme olanağı buldu. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Belgrad (1521)ve Rodos (1522)seferlerine katılan Mimar Sinan1526 Mohaç seferinden sonra da ordu cephane sorumlusu görevine yükseldi. Irak seferinden sonra yaya başılık rütbesine ,daha sonrada ordu zemberekçi başılığına(cephane sorumlusu)yükseldi.1534’teki Irakeyn seferinden sonra düzenlenen İran seferi (1535)sırasında Van gölü üstünde askeri ulaşımı sağlayacak gemilerin yapımında gösterdiği yararlılık üzerine Haseki rütbesini aldı. Reis-i Mimar an -ı Dergah-ı Ali (Yüksek Dergah Mimarları Başkanı )görevine geldi(1536). 1538’deki Kara Boğdan(Moldovya) seferinde Prut ırmağı üstünde kısa zamanda kurduğu köprü, padişahın beğenisini kazandı. Yeniçeri ordusunda bir savaş eri olarak değil, istihkam işlerinin yöneticisi ve tasarlayıcısı olarak çalışan Mimar Sinan‘ın ilk yapıtı olarak Halep’teki Hüsreviye Camisi (1536-1537)kabul edilmektedir. İstanbul’da ki Şehzade Camisi’dir(1543-1548). Ancak Mimar Sinan’ın baş yapıtı olarak , 1557’ de tamamlandığı Süleymaniye Camisi kabul edilmektedir. Bu caminin başarısı nedeniyle Mimar Sinan’a ‘ulu, yüce ’anlamındaki ‘Koca ‘ sanı verilmiştir. Bütün yaşamı boyunca İstanbul, Edirne, Ankara, Kayseri, Erzurum, Manisa, Bolu, Çorum, Kütahya vb. Anadolu kentleriyle Halep, Şam, Budin ,Rusçuk gibi Osmanlı topraklarında suyolları, çeşmeler, camiler, külliyeler, medreseler, yaparak ülkeyi barındırır bir duruma getiren Mimar Sinan Edirne’deki Selimiye Camisini 85 yaşında yaptı. Sultan Murat III. döneminde Mekke’nin onarımı için Hicaz’a gönderildi. Mimar Sinan son yapıtlarından biri olan Kasımpaşa’daki Kaptanıderya Piyale Paşa Camisi’nde(1573) eski Ulucamiler in planına dönüş yaparak kuruluş döneminin özellikleriyle, uzun mimarlık yaşamı boyunca edindiği deneyimlerin bireşimini yapmıştır. Mimar Sinan’ın türbesi, Süleymaniye külliyesinde bulunan yalın yapıdır.
MİMARLIK ANLAYIŞI
Mimar Sinan, Osmanlı mimarlığında klasik dönem denen dönemin başlıca yaratıcısı, bir başka deyişle, okul kurmuş bir sanatçıdır. Yapıtlarında, güzellik ve işlev kavramlarını birleştirerek, mühendislik tekniğinin yaratıcılığı ,sanatçı beğenisiyle birleştirip özgün yapılar ortaya koymuştur. Ancak bu yapıtlarda işlevi, estetiğin ardına gizleyen bir sanatçı anlayışı egemendir. Böylece, plastik değerleri ön plana çıkarmış özellikle , yaptığı binalarda genişlik duygusu yaratmak amacıyla kare, altıgen ve sekizgen planlar kullanmıştır .Bu binalardaki birbirleriyle uyumlu olarak kullanılan mimarlık öğeleri, bir görkem duygusu yaratacak biçimde düzenlenmiştir. kubbeyi taşıyan payelerin ince görünmesini sağlamak üzere hücre ve panolar kullanmış, sütun başlıklarını mukarnaslarla süslenmiştir. Ancak süslemede de işlevin gözardı olmasını engelleyecek bir anlayışı uygulamıştır. Eldeki kaynaklara göre, Mimar Sinan pek azı onarım olmak üzere çok sayıda cami, mescit, medrese,darülkurra,türbe,imaret,darüşşifa,sukemeri,köprü,kervansaray,saray,mahzen,hamam yapmış, verimli bir mimardır. Kendisinden önceki Ayas, Hayrettin gibi mimarlardan yararlanan Mimar Sinan’ın klasik dönem olarak adlandırılan mimarlık anlayışı Ayas, Şecca, Acem Ali, Küçük Sinan, Davut Ağa, Ahmet Ağa ,Kemalettin, Yusuf Mehmet Ağa, Süleyman Ağa Muslihittin, Hüseyin Çavuş, Hacı Hasan, İbrahim gibi mimarlar tarafından sürdürülmüştür.
Sehzadebasi Camii ve Kısa Bir anı
“Bir Mimar Sinan eseri olan Sehzadebasi Cami’nin 1990′li yillarda devam
eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir insaat muhendisi,
caminin restorasyonu sirasinda yasadiklari bir olayi tv’de soyle
anlatmasti. Cami bahcesini cevreleyen havale duvarinda bulunan kapilarin
uzerindeki kemerleri olusturan taslarda yer yer curumeler vardi.
Restorasyon programinda bu kemerlerin yenilenmesi de yer aliyordu. Biz
insaat fakultesinde teorik olarak kemerlerin nasil insaat edildigini
ogrenmistik fakat tas kemer insaasi ile ilgili pratigimiz yoktu. Kemerleri
nasil restore edecegimiz konusunda ustalarla toplanti yaptik. sonuc olarak
kemeri alttan yalayan bir tahta kalip cakacaktik. Daha sonra kemeri yavas
yavas sokup yapim teknikleri ile ilgili notlar alacaktik ve yeniden
yaparken bu notlardan faydalanacaktik. Kalibi soktuk. Sokmeye kemerin
kilit tasindan basladik. Tasi yerinden cikardigimizda hayretle iki tasin
birlesme noktasinda olan silindirik bir bosluga yerlestirilmis bir cam
siseye rastladik. Sisenin icinde durulmus beyaz bir kagit vardi. Siseyi
acip kagida baktik. Osmanlica bir seyler yaziyordu. Hemen bir uzman bulup
okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafindan yazilmisti. Sunlari
soyluyordu. ” Bu kemeri olusturan taslarin omru yaklasik 400 senedir. Bu
muddet zarfinda bu taslar curumus olacagindan siz bu kemeri yenilemek
isteyeceksiniz. Buyuk bir ihtimalle yapi teknikleri de degiseceginden bu
kemeri nasil yeniden insaa edeceginizi bilemeyeceksiniz. Iste bu mektubu
ben size, bu kemeri nasil insa edeceginizi anlatmak icin yaziyorum. ” Koca
Sinan mektubunda boyle basladiktan sonra o kemeri insa ettikleri taslari
Anadolunun neresinden getirttiklerini soylerek izahlarina devam ediyor ve
ayrintili bir bicimde kemerin insaasini anlatiyordu. Bu mektup bir
insanin, yaptigi isin kalici olmasi icin gosterebilecegi cabanin insan ustu
bir ornegidir. Bu mektubun ihtisami, modern cagin insanlarinin bile
zorlanacagi tasin omrunu bilmesi, yapi tekniginin degisecegini bilmesi, 400
sene dayanacak kagit ve murekkep kullanmasi gibi yuksek bigi seviyesinden
gelmektedir. Suphesiz bu yuksek bilgiler de o koca mimarin erisilmez
ozelliklerindendir. Ancak erisilmesi gercekten zor olan bu bilgilerden cok
daha muhtesem olan 400 sene sonraya cozum ureten sorumluluk duygusudur.
Mimar Sinan Süleymaniye Camii
Mimar Sinan Süleymaniye Camii
Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1558 yılları arasında İstanbul’da Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir.
Mimar Sinan’ın kalfalık devri eseri olarak nitelendirilen Süleymaniye Camii, medrese, kütüphane, hastane, hamam, imaret, hazire ve dükkânlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi’nin bir parçası olarak inşa edilmiştir.kütüphane, hastane, hamam, imaret, hazireve dükkânlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi’nin bir parçası olarak inşa edilmiştir.
Süleymaniye Camii Klasik Osmanlı Mimarisinin en önemli örneklerinden biridir . Yapımından günümüze dek İstanbul’da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine karşın, caminin duvarlarında en ufak bir çatlak oluşmamıştır. Dört fil ayağı üzerine oturan caminin kubbesi 53 m. yüksekliğinde ve 26,5 m çapındadır.